Babadan Oğula Kısırlığın Geçmesi

Üreme faaliyetinin tam olan bir erkeğin yedi milyon sperminin olması gerekmektedir, bu spermin yarısının hareketli olması, içlerinden seçilen 100 tane spermin en az 4 tanesinin ideal, 14 tanesinin de mükemmel olması beklenmektedir. Bu sayılara ulaşılamadığı takdirde kısırlık konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Babadan Oğula Kısırlığın Geçmesi

[yazi ilgili_yazi_id=”1933″]

Kısır olan erkeklerin çeşitli tedaviler sonrasında bir kısmının çocuk sahibi oldukları görülmektedir.

Normal koşullarda çocuk sahibi olamayan erkekler, mikroenjeksiyon sayesinde çocuk sahibi olabilmektedir. Doğan erkek çocukların bir kısmında da genetik yoluyla babadan oğula kısırlığın geçtiği saptanmaktadır.

Genetik geçişlerde bu doğan erkek çocuklar ileride baba olmakta zorlanmakta ve onlar da mikroenjeksiyon yöntemi ile çocuk sahibi olabilmektedir. 1995 yılında başlayan mikroenjeksiyon ile çocuk sahibi olma yönteminde ikinci nesle günümüzde geçilmiştir. Tüp bebek ile dünyaya gelen çocuklar şuanda baba olmaya yeni başlamışlardır.

Bu nedenle kısırlığın babadan oğula geçmesi araştırması henüz olarak tam anlamıyla tamamlanıp, bitmiş ve bulgularına ulaşılmış bir araştırma olarak kapanmamıştır. Hala nedenler ve sonuçlar hipotezler üzerinden tartışmaya ve yoruma açıktır. Teorik olarak bakıldığı zaman genetik geçişli infertilite olgularında bu yöntemle aynı sorunu çocuklara da aktarmak mümkündür.

[yazi ilgili_yazi_id=”827″]

Tahmini bulgular göz önüne alındığı zaman genetik faktörü ne yazık ki kişinin nesilden nesle aktardığı bir miras olduğu için, geçmişin iyi ya da kötü olması da çocuk sahibi olmada kişileri etkilemektedir.

Kısırlık durumunun şuan için babadan oğula geçmesinde oran yüzde 40 etkisinde de olsa, bu durumun azımsanamayacak kadar yüksek bir sayı olduğunu bilmek gerekir.

[benzer]